19 Kasım 2023 Saat 20:30'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz.
Saat 20:35 itibariyla canlı mezat başlayacaktır.
Komisyon Oranı: %15'tir.
"ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 5 İŞ GÜNÜDÜR.
Müzayede ürünlerini Asmalı Mescid Mah. Tünel Geçidi Sok. No.2/B, Tünel Pasajı No:13, 34430 Beyoğlu/İstanbul (Kohen Hemşireler Kitabevinden) inceleye bilirsiniz.
Kitap, Dergi ve süreli yayınlar hariç tüm ürünlerden % 18 ürün KDV'si alınmaktadır.
Sa'dabad
Sedad Hakkı Eldem kimdir?
20. yüzyıl Türk mimarlığının en önemli temsilcilerinden biri olan Eldem, çalışmalarıyla özgün bir Türk mimarlığının oluşmasına katkıda bulunmuş, özellikle Türk sivil mimarlığı üzerine yaptığı araştırma, belgeleme ve arşivleme çabasıyla ulusal mimarlık kavramına yeni bir bakış açısı getirmiştir.
İlk ve ortaöğrenimini diplomat olan babasının görevi nedeniyle Cenevre ve Münih’te tamamladıktan sonra, mimarlık eğitimine 1924’te İstanbul Sanayi-i Nefise Mektebi’nde başlamış, 1928’de okulu bitirerek, kazandığı üç yıllık bursla Fransa, İngiltere ve Almanya’ya gitmiştir. Yurt dışındayken Perret, Jansen ve Poelzig’in Türkiye’ye döndükten sonra da bir süre Ankara’da Holzman ve Mongeri’nin bürolarında çalışmış; 1932’de Egli’nin yardımcısı olarak GSA’da öğretim üyesi olmuş, aynı yıllarda kendi bürosunu açarak tasarım ve uygulama çalışmalarına da başlamıştır.
Meslek yaşamı boyunca, biçim ve bezeme ayrıntılarını seçmece bir anlayışla yenilemeksizin halk mimarlığından ve batı kökenli üsluplara bağlı kalmaksızın çağdaş teknolojiden yararlanarak Türkiye’ye özgü bir mimarlık yaratılması gereğine inanmış ve bu doğrultuda çalışmıştır.
Eldem’in çağdaş Türk mimarlığında önemli bir yeri olan yapıları her zaman dikkatleri üzerine çekmiş, bunların bazıları yeni bir dönemi başlatan yapılar olmuştur. Örneğin, New York Dünya Sergisi’ndeki Türk Pavyonu (1938-39) II. Ulusal Mimarlık döneminin başlangıcı sayılmış, Emin Onat’la birlikte tasarladığı İstanbul Adalet Sarayı ise (1948, Sultanahmet) yeni bir akılcı işlevci dönemi başlatmıştır. 1952’de SOM Firması ve Bunshaft ile birlikte gerçekleştirdiği İstanbul Hilton Oteli de (1952) 1950’lerde egemen olmaya başlayan daha serbest, uluslararası nitelikteki dönemin öncüsü olmuştur.
Share
Ask a question
Ask a question