• Cancel
    Filter
Filter

GALATA AUCTION MIXED WORKS AUCTION - 10

You can give bids from our website until 16 July 2023 at 20:30. The live auction will start at 20:35. Commission Rate: 15%. Please contact us to pay by Credit Card. "PAYMENT PERIOD IS 5 WORKING DAYS AFTER THE AUCTION END. Auction products Asmalı Mescid Mah. Tunnel Passage Sok. No.2/B, Tunel Passage No:13, 34430 Beyoğlu/Istanbul (from Kohen Nurses Bookstore). 18% product VAT is collected from all products except for books, magazines and periodicals.

Lot: 30 » Gravür

Petit champ des morts (Pera Mezarlığı) 1853

Gravür sanatının 18. yüzyıldaki büyük ustası Eugéne Flandin 1844 yılına rastlayan ikinci görevi sırasında İstanbul, özellikle boğaz, Çanakkale ve İzmir gezintileri izlenimlerini sanat hayatının en parlak olayı olarak yorumlamıştır. İran Büyükelçiliği’nde 1840- 41 yılları arasında ataşelik yapan Flandin, bu dönemde de Hindistan sınırına kadar uzanan topraklarda Asya kıtasının mimarisi ve heykeltıraşlığı üzerinde değerli araştırmalar yapmış, uzun
seyahati sırasında gördüklerini gravür olarak işlemiştir. Flandin, Boğaz’dan İzmir kıyılarını da içine alan ikinci misyonundaki gravürleri her vesilede örnek alınabilecek çalışmalar olarak göstermiş ve o devrin Türkiye’sinden şöyle bahsetmiştir: “Boğazın insanı büyüleyen güzelliğinden Çanakkale, İzmir ve kıyılarına kadar dayanan gezilerim hayatımda çok önemli yer tutmuştur. Şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki, adı geçen yerlerin gravürleri uzun süre kaldığım İran’daki çalışmalarımdan çok daha titizlikle hazırlanmıştır.” Eserde önce gravürlerle ilgili açıklamalar verilmiş, daha sonra gravürler sunulmuştur. Gravür başlıklarından bazıları şunlardır: Boğaz, Anadoluhisarı, Beşiktaş İskelesi, Sarayburnu, Haliç Girişi, Kılıçali Paşa Camii, Galata Caddesi, Pera’daki Küçük Mezarlık, Köprü, At Meydanı ve Sultanahmet, Eyüp İskelesi, Ayvansaray Kapısı’ndaki Mezarlık ve Surlar, Üsküdar İskelesi, Harem İskelesi, Çanakkale Boğazı, İzmir’in Limandan Görünüşü, İzmir’in Musevi Mezarlığından Görünüş.

Details
Lot: 31 » Gravür

Deve Hanı Çeşmesi İzmir 1853

Gravür sanatının 18. yüzyıldaki büyük ustası Eugéne Flandin 1844 yılına rastlayan ikinci görevi sırasında İstanbul, özellikle boğaz, Çanakkale ve İzmir gezintileri izlenimlerini sanat hayatının en parlak olayı olarak yorumlamıştır. İran Büyükelçiliği’nde 1840- 41 yılları arasında ataşelik yapan Flandin, bu dönemde de Hindistan sınırına kadar uzanan topraklarda Asya kıtasının mimarisi ve heykeltıraşlığı üzerinde değerli araştırmalar yapmış, uzun
seyahati sırasında gördüklerini gravür olarak işlemiştir. Flandin, Boğaz’dan İzmir kıyılarını da içine alan ikinci misyonundaki gravürleri her vesilede örnek alınabilecek çalışmalar olarak göstermiş ve o devrin Türkiye’sinden şöyle bahsetmiştir: “Boğazın insanı büyüleyen güzelliğinden Çanakkale, İzmir ve kıyılarına kadar dayanan gezilerim hayatımda çok önemli yer tutmuştur. Şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki, adı geçen yerlerin gravürleri uzun süre kaldığım İran’daki çalışmalarımdan çok daha titizlikle hazırlanmıştır.” Eserde önce gravürlerle ilgili açıklamalar verilmiş, daha sonra gravürler sunulmuştur. Gravür başlıklarından bazıları şunlardır: Boğaz, Anadoluhisarı, Beşiktaş İskelesi, Sarayburnu, Haliç Girişi, Kılıçali Paşa Camii, Galata Caddesi, Pera’daki Küçük Mezarlık, Köprü, At Meydanı ve Sultanahmet, Eyüp İskelesi,Ayvansaray Kapısı’ndaki Mezarlık ve Surlar, Üsküdar İskelesi, Harem İskelesi, Çanakkale Boğazı, İzmir’in Limandan Görünüşü, İzmir’in Musevi Mezarlığından Görünüş.

Details
Lot: 34 » Fransızca Kitap

İstanbulun Fethi / La Conquête de ConstantinopleTome I (1199-1203) et tome II (1203-1207)

Yayıncı Les Belles Lettres yayınevi, Paris 1939 233 sayfa ve 3 harita (1. cilt), 372 sayfa (2. cilt). 370 sayfa Villehardouin öyküsünü günden güne değil, anlattığı olayların hemen ardından, yani 1207 ile 1213 yılları arasında yazmış olması muhtemeldir. Anılarının kesinliği ve doğruluğu dikkat çekicidir. kronolojisi çok kesindir, ayrıca alıntı yaptığı eylemleri sadakatle analiz eder ve içeriklerini sıklıkla yeniden üretir. Seferi Kutsal Topraklar ve Müslüman Mısır'dan Konstantinopolis'in Hristiyan İmparatorluğu'na yönlendirmeye katkıda bulunduğu için kendini haklı çıkarma kaygısı, anlatımında açıkça görülüyorsa, Villehardouin'in doğruluğu, çok sık saldırıya uğramış, tarafından kabul edilmiş ve onaylanmıştır. en yeni tarihi eserler.

Eser 1199-1207 dönemini kapsamaktadır. Neuilly-sur-Marne papazı Foulques'in Dördüncü Haçlı Seferi vaazıyla başlar ve Villehardouin'in koruyucusu Boniface de Montferrat'ın Messinople'da ölümünden söz edilmesiyle sona erer.

Yalnızca karmaşık ve dolambaçlı olayların anlatımına açıklık getirmeyi düşünen Villehardouin'in çalışmasında üslup kaygısı tamamen yok olsa da, bu kesinlik ve netlik arzusu, esere pitoresk betimlemeleri dışlamayan bir kıyafet ve saygınlık verir. ve rekonstrüksiyonlar; Venedik'te antlaşmanın imzalanması, Konstantinopolis'in Haçlıların nazarında görünmesi, şehre yapılan saldırı, Montferrat'ın ölümü gibi bazı sayfalar gerçek antoloji sayfalarıdır. İSTANBUL'UN FETHİ

I. Haçlı seferinin kökenleri
II. Hazırlıklar (1200'den Mayıs 1202'ye kadar)
III. Venedik'teki Haçlılar (Temmuz-Eylül 1202)
IV. Haçlılar Zara'da (Ekim 1202-Nisan 1203)
V. Konstantinopolis yolunda (Nisan-Haziran 1203)
VI. Konstantinopolis'in ilk kuşatması: İmparator Alexis IV (11 Temmuz-Kasım 1203)


EKLER
I. 1201 tarihli berat antlaşması
II. 17 Temmuz 1203 günü
III. 17 Temmuz - 1 Ağustos 1203

LEVHALAR (cildin sonunda)
I. Villehardouin
II tarafından adlandırılan şövalyelerin çoğunun yurtları ve menşe yerleri. 1204 yılında Konstantinopolis
III. Villehardouin tarafından adlandırılan Doğu'daki kasabalar ve yöreler

Details
Lot: 37 » Gravür

Chatir, Charles de Ferriol'ün Levant'ın Farklı Uluslarını Temsil Eden Yüz Baskı Koleksiyonundan 28. levha

Jean-Baptiste Vanmour (1671-1737), günlük yaşam resimleri, portreleri ve tarihsel olayları konu alan resimleriyle tanınan Flaman asıllı Fransız ressamdır. Çalışmaları aristokrat ve politikacı Marques Charles de Ferriol’un dikkatini çektiğinde; ressam Jacques-Albert Gerin’in atölyesinde güzel sanatlar okuyan Vanmour, 1699’da Ferriol’un maiyetinde İstanbul’a gelmiş, Osmanlı elçi kabul törenlerini ve Lale Devri İstanbul’unu bütün ayrıntılarıyla resmetmiştir. Vanmour, sadece Osmanlı’nın günlük yaşamını değil, aynı zamanda saray ve askeri yaşamını ve bu sınıflara ait bireylerin giydiği kıyafetleri resmeden ilk ressamlardan olmuştur. Özellikle Osmanlı Devleti’nde Lale Devri’nin tanığı olan Vanmour, Osmanlı’nın en gösterişli zamanını resmedebilmiş ve Osmanlı’nın kıyafetlerini ve günlük yaşamını tüm incelikleri ile işlemiştir. Ferriol ülkesine döndükten sonra bu resimleri gravür olarak bastırmış ve hazırladığı bu gravürlü albüm ilk olarak 1712-1713 yıllarında Le Hay tarafından yayımlanmıştır. Doğu’dan gelen kostümleri ve etnik kökenleri tasvir eden 98 gravür içeren bu baskı, Batı Avrupa’da geniş çapta popüler olmuş ve farklı dillere çevrilmiştir. Vanmour’un albümü, Avrupa’da uzun yıllar etkisi altına alan “Turquerie” modasına öncülük etmesi ve Osmanlı yaşamını tüm canlılığı ile gözler önüne sermesi açısından büyük önem taşımaktadır. Batılıların Osmanlı toplumunu tüm ayrıntıları ile tanıması için hazırlanan bu esere Ferriol’un detaylı anlatımının eşlik etmesi nedeniyle eser aynı zamanda devlet kültürünü ve devlet içerisindeki hiyerarşiyi belgelemek adına kullanılmıştır. Ağırlıklı olarak memurları, çeşitli etnik gruplara mensup kişileri, tüccarları, seyyar tüccarları; haremden, bir Türk düğününden ve cenazeden sahneleri resmeden Vanmour aynı zamanda kadınları hem kamusal hem de özel alanlarda temsil eden sahneleri betimlemektedir. Eserin yayımlanmasının hemen ardından büyük bir üne kavuşan Vanmour Fransız Kralı XIV. Louis tarafından “Kral’ın Doğuda’ki özel ressamı” unvanını almıştır. Bu albümde yer alan Vanmour çizimlerinin çoğu, bugün Amsterdam Rijksmuseum’da yer almaktadır.

Details
Lot: 42 » Gravür

Le Cadi-lesquier, Yasa Başkanı;Charles de Ferriol'ün Levant'ın Farklı Uluslarını Temsil Eden Yüz Baskı Koleksiyonundan 21. levha

Jean-Baptiste Vanmour (1671-1737), günlük yaşam resimleri, portreleri ve tarihsel olayları konu alan resimleriyle tanınan Flaman asıllı Fransız ressamdır. Çalışmaları aristokrat ve politikacı Marques Charles de Ferriol’un dikkatini çektiğinde; ressam Jacques-Albert Gerin’in atölyesinde güzel sanatlar okuyan Vanmour, 1699’da Ferriol’un maiyetinde İstanbul’a gelmiş, Osmanlı elçi kabul törenlerini ve Lale Devri İstanbul’unu bütün ayrıntılarıyla resmetmiştir. Vanmour, sadece Osmanlı’nın günlük yaşamını değil, aynı zamanda saray ve askeri yaşamını ve bu sınıflara ait bireylerin giydiği kıyafetleri resmeden ilk ressamlardan olmuştur. Özellikle Osmanlı Devleti’nde Lale Devri’nin tanığı olan Vanmour, Osmanlı’nın en gösterişli zamanını resmedebilmiş ve Osmanlı’nın kıyafetlerini ve günlük yaşamını tüm incelikleri ile işlemiştir. Ferriol ülkesine döndükten sonra bu resimleri gravür olarak bastırmış ve hazırladığı bu gravürlü albüm ilk olarak 1712-1713 yıllarında Le Hay tarafından yayımlanmıştır. Doğu’dan gelen kostümleri ve etnik kökenleri tasvir eden 98 gravür içeren bu baskı, Batı Avrupa’da geniş çapta popüler olmuş ve farklı dillere çevrilmiştir. Vanmour’un albümü, Avrupa’da uzun yıllar etkisi altına alan “Turquerie” modasına öncülük etmesi ve Osmanlı yaşamını tüm canlılığı ile gözler önüne sermesi açısından büyük önem taşımaktadır. Batılıların Osmanlı toplumunu tüm ayrıntıları ile tanıması için hazırlanan bu esere Ferriol’un detaylı anlatımının eşlik etmesi nedeniyle eser aynı zamanda devlet kültürünü ve devlet içerisindeki hiyerarşiyi belgelemek adına kullanılmıştır. Ağırlıklı olarak memurları, çeşitli etnik gruplara mensup kişileri, tüccarları, seyyar tüccarları; haremden, bir Türk düğününden ve cenazeden sahneleri resmeden Vanmour aynı zamanda kadınları hem kamusal hem de özel alanlarda temsil eden sahneleri betimlemektedir. Eserin yayımlanmasının hemen ardından büyük bir üne kavuşan Vanmour Fransız Kralı XIV. Louis tarafından “Kral’ın Doğuda’ki özel ressamı” unvanını almıştır. Bu albümde yer alan Vanmour çizimlerinin çoğu, bugün Amsterdam Rijksmuseum’da yer almaktadır.

Details
Lot: 48 » Prestij Kitap

İstanbul'daki Güneş Saatleri

20 X 28 cm Basım: 1985

Anadolu ve İstanbul'daki çeşitli uygarlıklardan günümüze kalan kültür mirasımızı yıllık kitaplarımızla okuyucularımızın dikkatlerine sunmaya devam ediyoruz. Sandoz Kültür Yayınlarının yedincisi olan bu yılki kitabımız, "İstanbul'daki Güneş Saatleri"ne ayrılmış bulunuyor. Kitabımızda, İstanbul'da bulunan güneş saatlerini tanıtırken, bir döneme adını yazdırmış Meyer Ailesi ve özellikle son ferdi olan Wolfgang Meyer'i de tekrar hatıralarımıza çıkarmayı bir borç bildik. Sultan II. Abdülhamid'in saatçıbaşısı olarak Yıldız Sarayı'na gelen büyükbaba Johann Meyer'den sonra, baba Emi! Meyer bu sanatı devam ettirmiş ve nihayet 1909 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Wolfgang Meyer de ailenin son ferdi olarak geleneği sürdürmüştür. Birinci Dünya Savaşı sırasındaki kısa bir süre dışında İstanbul'da yaşayan W. Meyer bir dönem boyunca adının özdeşleştiği saatçilik sanatı yanında, fahri olarak Topkapı Sarayındaki tarihi saatlerin tamiri ve kataloğunun hazırlanmasında da çalışmıştır. Daha sonra Güneş Saatleri ile de ilgilenen W. Meyer bunların üzerindeki çalışmalarının not ve fotoğraflarını bir dosyada toplamıştır. Meyer'in ölümünden sonra bu notların yayınlanmasını arzu eden Bn. Meyer, böylece Sandoz yayınlarının yedincisinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. W. Meyer'in Güneş Saatleri dosyasının yayına hazırlanması, İstanbul'da bulunanların ayrılıp fotoğrafların seçimi ve gerekli çizimler, Almanca metnin Türkçe 'ye çevrilmesi dışında tümüyle Bay Heinz Klautke tarafından yapılmıştır. Bu nedenle, Wolfgang Meyer'in bu kıymetli araştırmasının, Kültür Yayınlarımız arasında çıkmasına izin veren Bn. Meyer'e ve hiçbir maddi karşılık olmaksızın sırf yazarın hatırasını canlı tutmanın verdiği manevi hazla çok titiz ve sabırlı bir çalışma sonucu bu kitabımıza olanak sağlayan Bay Klautke 'ye burada en içten teşekkürlerimizi sunarız... Dr. Edgar POFFET

Details
previous
Go to Page: / 9
next